tr
Yavuz Bahadıroğlu

Orhan Gazi

Notify me when the book’s added
To read this book, upload an EPUB or FB2 file to Bookmate. How do I upload a book?
Bu kitapta,
Ohran Gazi'nin Beyliğin toprak genişliğini altı kat artırarak 95 bin kilometrekareye çıkardığını,
Devletin nüfusunu 3 binden 3 milyona vardırdığını,
40 bin kişilik bir ordu beslediğini ve bu ordunun sefer anında 100 bine ulaştığını,
İlim adamlarıyla el ele vererek devleti imar ettiğini,
Hıristiyan halkın, idarecilerinin zulmünden bıkarak Orhan Gazi'nin adaletine sığındıklarını,
Küçük bir beylikten koca devletin temelinin nasıl atıldığını bulacaksınız.
This book is currently unavailable
84 printed pages
Have you already read it? How did you like it?
👍👎

Quotes

  • Murat Özarpacıhas quoted4 years ago
    Kendi doğumunda da böyle bir tevafuk vardı. Orhan Gazi dedesi Ertuğrul Bey’in ölüm yılında dünyaya gelmişti.
  • Murat Özarpacıhas quoted4 years ago
    Bu dava şahıslarla kaim değildi. Millî bir mefkûre halinde ebediyete kadar uzanmalı, idareciler değiştikçe dava değişmemeli, hatta sarsılmamalıydı.
  • Faik Eryaşarhas quoted5 years ago
    Hazırdı. Kara Cafer’i az bir kuvvetle ortada bırakmış, kendisi yolun bir tarafında pusuya girmiş, öte tarafını ise Yiğitbaşı isimli genç bir komutana tutturmuştu.

    Düşman göründü. Karşısında Kara Cafer’in kuvvetlerini bulunca Osmanlıları bundan ibaret zannederek sevinçle hücuma geçti. Fakat yanılmıştı. Savaşın en kızgın yerinde Kara Cafer’in kuvvetleri birden çekilmeye başladı. Aynı anda Evranos Bey birden bulunduğu yerden fırladı:

    “Haydaaa bre!...”

    Öte yandan Yiğitbaşı aynısını yaptı:

    “Haydaaa!...”

    Ve düşman sözün tam manasıyla imha edildi.

    Buraya Namık Kemal’in bir tespitini almak istiyoruz. Diyor ki: “Osmanlılar, kuruluşlarından beri düşmanları üstüne birçok baskınlar yapmış, hemen hepsinde de başarıya ulaşmışlardı. Halbuki Rumlar, ne vakit baskına kalksalar, bu önceden duyulmuş ve kendileri pusuya düşmüşlerdi.

    “Bu hal ise Osmanlıların Rumlar arasında, kendi milleti aleyhine daima casus bulup kullandıklarını göstermektedir. Rumlar, Osmanlıların içinde kendilerine casus bulamamışlardır. İki milletin terbiyesiyle ahlakındaki fark burada da kendini gösterir. Zaten ahlakta o kadar fark olmasa dört yüz elli altı kişiden kurulan ufacık bir devlet, koca Bizans İmparatorluğu’nu nasıl yok edebilirdi.”[39]

    Şehzade, büyük hedefe çok yaklaşmıştı. Çekmece önlerindeydi. Hatta Çekmece’yi muhasara bile etmişti. Bu sırada, Balkan Hıristiyanlarının bir Haçlı Ordusu hazırladığını öğrenen Orhan Gazi, bunu bir mektupla oğluna duyurdu ve muhasarayı kaldırmasını emretti. Öte yandan Bizans İmparatoru da devamlı elçiler, kıymetli hediyeler göndererek Süleyman Paşa’dan Gelibolu’ya dönmesini rica ediyordu.

    İmparatorun yalvarmalarına elbet kulak asmayacaktı. Ama Balkan İttifakı ve babasının emri elini kolunu bağladı. Muhtemel büyük bir muharebeyi kabul edebileceği en münasip yere Bolayır’a çekildi.

    Bu seferde ele geçen ganimet o kadar çoktu ki Süleyman Paşa’nın önüne kıymetli taşlar, altın liralar, gümüş takımlar, tepeleme yığılmıştı. Süleyman Paşa birkaç gümüş lirayı kendine ayırdı ve külahına taktırdı. Hazinenin hissesini de çıktı. Kalanı gaziler arasında taksim etti. Bu ganimetle Müslümanlar öylesine zenginleşti ki, bazı tarihçilere göre, çevrelerinde zekât verecek kimse bulamaz oldular.

On the bookshelves

fb2epub
Drag & drop your files (not more than 5 at once)