Biliyorum, çocuk, bunu anlamak senin için zordur, çünkü görüneni duyularla algılamak kolaydır, yalnızca ete kemiğe bürünmüş olan şeyler toprak, ağaç, taş ya da cevher gibi ele alınıp, tutulabilir. Ve bu yüzden başka halklar görünebilir şeylerden, ağaçlar ve taşlardan, işlenmiş cevherden kendi tanrılarını yaratmışlardır. Oysa biz, bir tek biz, görünmez olana bağlıyız ve amacımıza bir amaç arıyoruz. Bizim bütün çilemizin kaynağı, elle tutulur olana tutunmamamız, daima arayanlar olarak kalmış olmamız ve sonsuza kadar görünmezin peşinden gitmemizdir. Ancak görünmez olana bağlanan, elle tutulur olana düşkün olandan daha güçlüdür, çünkü öteki geçici, bizimki kalıcıdır. Ve uzun vadede tin, şiddetten daha güçlüdür