Mum Hala 1

Cadı Kazanı ve Satıcının Ölümü yazarına teşekkür

Hebbel’in Maria Magdelena isimli bir piyesi. Bu piyesi de çok beğendim. Yazarın öbür eserlerini de okuyac

Eugene O’Neill’in Altın isimli bir piyesi. Bu yazarın öbür piyeslerini de okumak lazım.

Bu arada Reşat Enis’in en son kitabı olan Ağlama Duvarı’nı okudum. Bu roman hakkında uzun bir tenkit yazdım. Vatan’da neşretmesi için Tunç Yalman’a göndereceğim. Bakalım neşredecekler mi? Bunlardan başka şu kitapları okudum: Sadettin Nüzhet’in Karacaoğlan’ın onbirinci baskısı, Henry Becque’in Parisli Kadın isimli piyesi, Notre Dame de Paris’nin I. ve II. cildi (henüz III. cilt çıkmadı), İslam tarihi Asr-ı Saadet’in25 dördüncü cildi, Corci Zeydan’ın Abbase isimli eski Türkçe tercüme bir romanı. Jean-Paul Sartre’nın Gizli Oturum isimli piyesi. Erich Maria Remarque’in Üç Arkadaş’ı... Son iki ay içinde okuduklarımdan aklımda kalanlar bunlar. Bir de Orhan Tuna’nın İstanbul’da Kü

eride Celal’in Cumhuriyet’te tefrika edilen Rüyalar Evi isimli romanını okudum. Rüyalar Evi, modern teknikle yazılmış tahlili bir romandır. Belki de mevzuun tiyatroyla ilgili olması dolayısıyla olacak, çok beğendim. Va

“Beynini Yiyen Adam” isimli piyesi daktilo edip yazarı Mehmet Şebin takma adıyla Şehir Tiyatrosuna gönderdim

erkes İçin” mecmuasını verdi. Bu mecmuanın 1949 Şubat sayısında Alphonse Daudet’nin “Altın Beyinli Adam” isimli bir hikâyesini okudum. İşte beni hayrete ve dehşete düşüren bu hikâyedir. Pek küçük bir hikâye içinde Alphonse Daudet, benim bütün duyduklarımı ifade etmiş bulunuyor. Daudet’yi kıskandım. Ve onunla aynı şeyleri ama tamamen aynı şeyleri düşünmüş olduğum için hayret ve dehşete düştüm.

. Bir piyes yazacaktım. Piyesin ismi “Beynini Yiyen Adam” olacaktı

“İnek” piyesinde muvaffak olmayı bilhassa çok arzu ediyorum.

eski defterdarın yazdığı Varlık Vergisi Faciası kitabı. Yakın tarihimizin bir parçasını bu kadar canlı anlatan vesika görmemiştim.