Rodos'tan Karşıyaka'ya 1685 Sokak

dört ay süresince dayanan kale, Türklerin bu azmi karşısında dayanamamış.... Rodos Şövalyeleri de 1522 yılının Aralık ayında, artık kaleyi teslime razı olduklarını bildirmişler.

Rodos Şehri’ni kale içine kurup Şövalyeler Caddesi ile de şehri iki kısma ayırmışlar; Şövalyeler Sarayı’nın bulunduğu Collakium dedikleri kısımda, son derece görkemli yaşayıp saray yavrusunu andıran kendi evlerinde de konuklarını ağırlayarak şenlikler düzenlemişler.
Ancak çarşı-pazarın kurulduğu, zaten çarşı anlamına gelen Chora ya da Burgo denen diğer kısımda da halktan kişiler oturmaktaymış.

Dünyanın yedi harikasından biri olan, 32 metre yüksekliğindeki tunçtan Helios Heykeli’ni de (Rodos Kolossosu) M.Ö. 281-280 de Dorlar yapmış.
Lindoslu heykeltıraş Khares tarafından yapılan, Dorların adayı koruduklarına inandıkları Helios Heykeli, ne yazık ki ancak elli yıl ayakta kalabilmiş, birkaç depremle devrilip parçalanmış.

Yılanlar tükendikçe geyikler çoğalmış bu sefer adada. Geyikler Adası denmiş bundan böyle buraya.
Tıpkı güllerinin sembol olduğu gibi, tıpkı üç değirmenlerinin sembol olduğu gibi Rodos’un simgelerinden biri de geyik olmuş.
Adayı yılanlardan kurtaran bu geyikleri o kadar çok sevmişler ki. Yıkılan Helios Heykeli’nin ayaklarının bulunduğu yere; biri dişi, biri erkek bu geyik heykellerini dikmişler.

İstedik ki her şeyi çarçabuk tüketen bir toplum olmamak için eski güzellikleri anıp o değerlerimizi devam ettirelim. Güzel anılarımız, mutlu anlarımız, çıkarsız komşuluk ilişkilerimiz, bencillik duygusu gütmeyen, özverili, insani, yardımsever yanımız sonsuza kadar devam etsin.